Pozitivizm, dışdünyadaki gözlemlenebilir olgulara dayanır. Yani teolojik vemetafizik kurgular bilginin dışında tutulur. Aklın işlevsel halegelmesini savunur yani akıl bilinebilir olgulara odaklanmalıdır.Pozitivizme göre bir olgunun nedeni bir başka olgudur.Gözlemlenebilen olgulara dayanan pozitivist yaklaşım olgulararasında yasa benzeri ilişkiler arar. Pozitivizmdeki amaçmetodolojik olarak kuram ya da teoriye ulaşmaktır. Gözlemlenebilirve kanıtlanabilir olgular pozitivist paradigmanın olmazsa olmazlarıarasında yer alan durumlardır. Yorumsamacı gelenek ise, pozitivistperspektife alternatif bir paradigma olarak gelişim göstermiştir.Hermeneutik yaklaşımın temel varsayımı sosyal dünya ile doğaldünya arasında bir ilişkinin olmadığıdır. Pozitivizmi ikiaçıdan eleştirmiştir. Birincisi, pozitivizmin ilkeleri bireyselaçıdan eksiklikleri barındırır. İkincisi, pozitivist anlayıştarihsel ve toplumsal olana oldukça sınırlı yaklaşmasıdır.Yani nesneleştirme pozitivist geleneğin varsayımları arasındadır.Tarihsel bağlama önem veren hermeneutik gelenek, tarihin insanyapımı olduğunu savunarak onların eylemsel boyutunun incelenmesigerektiğini öne sürer.
Bilgi Sosyolojisi Ve Hermeneutik Pdf 19
Paradigma, temelvarsayımları, kilit konuları, nitel araştırma modellerini veyanıt arama yöntemlerini kapsayan, kuram ve araştırma için genelbir düzenleyici perspektiftir. Başka bir anlatımla paradigma,ontolojik, epistemolojik ve metodolojik öncüllerden oluşan,bilimin ne olması gerektiğini ve bilimsel bilgiye ulaşmanınyolunu gösteren referans çerçevesidir. Bilimsel bilgininarkasındaki gerçeği bilmeden ne tür bir bilgiye sahip olduğunukavramak oldukça zordur. Bu yüzden görünenin arkasındakigerçekliği kavramak için ontolojik, epistemolojik ve metodolojikvarsayımlara bakmak gerekir (Neuman, 2014: 120; Dikeçligil, 2017:11).
Sosyolojinin birbilim olarak tanımlanmasının en temel sebebi 19. yüzyıldapozitivizmin ortaya çıkmasıdır. 19. yüzyılın egemenmetodolojik yönelimi pozitivizmdi. Pozitivizmle toplum, evriminfarklı aşamalarında değişimi ve birliği sağlayan bir sistemolarak, bütüncül, organizmacı temelde tanımlanmış ve doğaalanı ile toplum alanı arasında sürekli bir iletişimin olduğunuvarsaymıştır (Bal, 2017: 17). Pozitivizm, metodolojik olarak nicelverileri tercih eder ve çoğunlukla deneyler, taramalar veistatistikleri kullanır (Neuman, 2014: 121). Kısaca pozitivizm,empirist doğa bilimleri açıklamasını benimseyen, bilimin en üstve hatta yegâne bir yol olduğunu savunan ve güvenilir bir bilgielde etmeyi amaçlayan bir paradigmadır (Benton ve Craib, 2018: 39).
Genel itibariylepozitivizme göre, nasıl ki biyoloji deney ve gözleme dayanarakdoğal dünya hakkında kesin bir bilgiye ulaşabiliyorsa; sosyolojide tıpkı biyoloji gibi sosyal yaşamda deney ve gözlemi kullanarakyegâne bilgiye ulaşır iddiasındadır. Dolayısıyla doğaldünyada deney-gözlem anlayışı çerçevesinde niceliksel olarakirdelenerek bilginin doğasına ulaşılır. Bu yüzden pozitivistanlayışa göre, toplumsal olgular ancak olgucuklarla anlaşılır.
Yorumlayıcıanlayışa göre bilimsel bilgi, nicel, nesnel ve tümel bilgidenziyade nitel bir bilgidir. Sosyal dünyanın bilgisi sayılaraindirgenemeyecek kadar özneldir. Dolayısıyla bilimsel bilgikesinlik ifade etmez. Bilimsel bilginin amacı, doğayı ve insanıanlamaktır. Yorumlayıcı bilim anlayışına göre olgularakılcıdır ve bir anlam sistemine gömülüdür. Dolayısıylagömülü olan bu bilgi objektif ve nötr değildir. Olgular, bağlamaözgüdür, toplumsal ortamdaki belirli gruplarla belirli olaylarınkombinasyonlarına bağlıdır (Dikeçligil, 2017: 66-77; Neuman,2014; 138).
Genel itibariyleyorumlayıcı paradigmaya göre, kişinin sergilemiş olduğueylemler ve bu bağlamda girmiş olduğu etkileşimler anlam dünyasıaçısından oldukça önem arz etmektedir. Gerçekleşen herbilinçli eylem bir anlam ifade eder. Bu eylemlerin arkasındakigerçeklik ise kişinin sahip olduğu değerler ile açıklanır.Dolayısıyla tarihsel ve kültürel sistem birliktelik göstererekkişinin epistemik cemaatinin oluşmasına öncülük tanır. Bu isegerçekliğin doğasını anlamaya (ontolojik), bilimsel bilgininoluşumundaki katkısını ortaya çıkarmaya (epistemolojik) ve buçerçevede anlamları kavrayarak verinin eylem boyutunun oluşumuna(metodolojik) kaynaklık eder.
Pozitivist anlayışagöre epistemolojik olarak bilimin nesnesi maddedir. Buna karşınyorumsamacı geleneğe göre ise, bilimin nesnesi anlamdır.Pozitivist anlayışta bilgi keşfedilerek ortaya çıkarken;yorumsamacı paradigmada bilgi yorumlanarak meydana gelir. Olgulardanelde edilen netice pozitivist anlayışa göre genellenebilmeyetisine sahip iken; karşıt paradigma olan yorumsamacı geleneğegöre ise özne merkezli ve öznel gerçekliğin egemen olduğu içinolgular genellenemez. Dolayısıyla yorumsamacı anlayıştaontolojik olarak nesnel gerçeklikten söz edilemez. Yine pozitivistanlayış, metodolojik bağlamda ölçüm, deneysel yöntem, sayısalistatistikler ve nicel verilerle indirgemecilik anlayışına sahipiken; yorumsamacı gelenekte bunların tersi olarak çoklu gerçeklik,katılımlı gözlem ve nitel verilerle bütünsellik hâkimdir.
Kıta Avrupası felsefesi hayata, Aydınlanmanın sınırlı rasyonalizmine karşı bir eleştirel tepkiler dizisi olarak başlar. Rousseau, Herder ve Hegel gibi düşünürler Aydınlanmanın merkezî kabullerini, onun rasyonalite, bilgi ve hakikat idelerindeki sınırlamaları teşhis etmek suretiyle, reddederler.
Deliliğin Tarihi, Kliniğin Doğuşu, Kelimeler ve Şeyler, Bilginin Arkeolojisi, Hapishanenin Doğuşu, Cinselliğin Tarihi kitaplarının yazarı olan Foucault, aynı zamanda Collège de France'da verdiği ve ölümünden sonra yayımlanan derslerinde modern toplum, iktidar, özne, politika, bilgi gibi pek çok alanda felsefe ve sosyal bilimler alanlarında oldukça etkili olmuş ve hala da etkili olmaya devam eden düşünceler ortaya atmıştır. 2ff7e9595c
Comments